DOLAR

34,5347$% -0.03

EURO

36,2746% 0.65

STERLİN

43,4628£% 0.3

GRAM ALTIN

3.004,03%-0,03

ONS

2.705,79%1,29

BİST100

9.549,89%1,94

BİTCOİN

3375947฿%-0.09297

TETHER

34.58$%-0.05604

İmsak Vakti a 05:48
Ordu KAR YAĞIŞLI -3°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Geleceğin alternatif gıda kaynakları | Yeni Şafak Pazar Eki Haberleri

Beslenme ve gıda açısından kritik ve kriz dönemlerini geçiren dünya, zenginliklerin ve kaynakların aşırı tüketimi ve israfın artmasıyla büyük bir tehlike ve tehdit ile karşı karşıya. Bu durum sorumlu bilim adamlarını yeni arayışlara sevk ediyor. Artan dünya nüfusu ve iklim değişikliği gibi sebepler gıda güvenliğini daha da kritik hale getiriyor. Geleneksel gıda kaynakları sınırlı hale gelirken, tarım alanları daralırken ve doğal kaynaklar hızla tükenirken alternatif gıda kaynaklarına yönelik bilimsel çalışmalar ve yenilikçi çözümler büyük önem kazanmaya başladı.

Gündemdeki sorunlara dair çalışmalar yürütmeye, çözüm önerileri sunmaya devam eden Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) tarafından hazırlanan “Alternatif Gıda Kaynakları” kitabı 11 bölümden oluşuyor. Editörlüğünü Prof. Dr. Kazım Şahin’in yaptığı çalışmanın takdiminde TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker eser hakkında bilgi veriyor. Eserin alternatif kaynakların kullanılması için teşvik edilmesine dair stratejik çözüm önerileri sunduğuna dikkat çekilirken, sürdürülebilir gıda sistemleri için bu kaynakların nasıl entegre edilebileceği ve uygulanabilirliği üzerine stratejik çözüm önerileri sıralanıyor.

Kitabın gıda güvenliği

konusunda yeni perspektifler kazandırdığı vurgulanıyor.

Bilimsel araştırmaların ışığında alternatif gıda kaynaklarını kapsamlı bir şekilde ele alan 250 sayfalık bu çalışma göz dolduruyor. Eser yalnızca akademik ve bilimsel çevreler için değil, aynı zamanda gıda endüstrisi profesyonelleri, politika yapıcılar, sürdürülebilirlik uzmanları ve alternatif gıda kaynaklarına ilgi duyan herkes için değerli bir rehber niteliğinde.Makaleleriyle gıda kaynakları arayışında tespitleri ortaya koyan eser bitki ve hücre bazlı proteinler, böcek bazlı proteinler, deniz yosunları ve mikroalgler, laboratuvar ortamında üretilen et gibi yenilikçi protein kaynaklarını detaylı bir şekilde inceliyor. Her bir bölümde bu alternatif gıda kaynaklarının beslenme açısından yararları, potansiyel riskleri, üretim süreçleri ve tüketici kabulü gibi konular uzman görüşleriyle ele alınıyor.

Prof. Şeker’e göre Kovid pandemisi sırasında ve sonrasında dünya piyasasında yaşanan gıda krizi, her ülkenin tarım ve hayvancılık alanında kendi kendine yetme çabasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Tarımsal üretim yapılırken biyoçeşitliliğe zarar vermeden, doğal kaynakları sorumsuzca tüketmeden, üretimde verimliliği artırmak adına ekosisteme zarar veren kimyasal ilaçların kullanımından kaçınarak ve iklim değişikliğinin zorlayıcı etkileri nedeniyle önlemler alarak uygun üretim tekniklerinin kullanılması, günümüzde sürdürülebilir tarım ve hayvancılık faaliyetlerinin temel unsurları haline gelmek zorunda.

Geleceğin gıda güvenliği için sorumlu ve bilinçli tarımsal uygulamaları hale geliyor. Bu doğrultuda yapay zekâ uygulamaları da tarıma entegre edilmesi gerektiği üzerinde duruluyor. Çiftçilerin, üreticilerin ve tüketicilerin alternatif gıda kaynakları ve sürdürülebilir tarım yöntemleri konusunda bilinçlendirilmesi, iklim değişikliğine adaptasyon stratejilerini geliştirmeli ve uygulanması gerektiğini dile getiren Prof. Dr. Kazim Şahin, Türkiye’nin alternatif gıda stratejisinin hem kendi gıda güvenliğini sağlaması, hem de dünya gıda pazarında rekabetçi olması gerektiğine dikkat çekiyor. Şahin’in üzerinde durduğu konuları şöyle sıralayabiliriz: Gıda üretiminde kullanılan yöntemler çevre dostu ve sürdürülebilir olmalı. Toprağın, suyun ve diğer doğal kaynakların korunmasına yönelik uygulamalar benimsenmeli. Yerel ve endemik bitki türleri korunmalı ve kullanılmalı. Genetik çeşitlilik korunmalı, organik ve ekolojik tarım uygulamaları artırılmalı. Ayrıca yenilikçi gıda kaynakları üzerine odaklanmak, gıda israfını azaltmak, Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarını yoğunlaştırmak gerekiyor.

GÖZÜME TAKILANLAR


Dünyanın en uzun kebabı

GastroAntep Kültür Yolu Festivali kapsamında 14-22 Eylül’de 2,5 kilometre uzunluğunda dünyanın en uzun kebabı rekor denemesi yapılacak. Daha sonra kebaplar ziyaretçilere ikram edilecek. 2047 metrelik dünyanın en uzun kebabı rekorunu kırmak için bütün hazırlıklar tamamlandı. 500 kebap ustası şişlere taktıkları etleri oluşturulan alanda pişirerek son denemeyi gerçekleştirdi.

Tescilli arıdan ilk hasat

Genetik kaynakların korunması amacıyla ıslah çalışmaları sonunda 2019 yılında tescillenen Efe arısının balı Çanakkale’nin Bozcaada ilçesindeki mor kekik tarlalarında ürettiği bal ilk kez hasat edildi. Türkiye’nin tescil edilmiş ilk genotipi olan bal arısının seleksiyon çalışmaları sonucunda kuluçka performansının bölgesindeki diğer türlere göre yüksek oldu.

Meyvenin tadı azalıyor

Tarım alanlarını olumsuz yönde etkileyen kuraklık meyvelerde tat ve renkle ilgili sorunlara yol açabiliyor. Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elman Bahar, sıcaklık artışlarının bitkilerin tüm fizyolojisini etkilediğini, kuraklık ve aşırı sıcaklıkların meyvelerin renk ve tadında sorunlara neden olduğuna dikkat çekiyor.

Bursa’nın siyah lezzeti

Bursa siyah inciri Türkiye adına Avrupa Birliği’nden coğrafi işaret tescili alan 26. ürün oldu. Daha önce de Bursa’nın lezzetlerinden Gemlik zeytini ve Bursa şeftalisi AB tarafından tescillendiği açıklanmıştı.

S.S. Bursa Bölgesi Tarım Kooperatifleri Birliği tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu’na yapılan başvuru üzerine 2018’de tescil edilmişti. Dürdane çeşidinden üretilen ürün koyu mor renkli bir dış kabuğu, kırmızı et rengi ve iri boyutlu (55–65 mm genişliğe sahip) bir incirdir. Bursa ilinde yetiştirilmekte ve taze olarak tüketilmektedir.

İncirlerin tozlaşma (döllenme) yöntemi bölgeye özgü bir özellik gösterir. Bursa siyah inciri de diğer incirler gibi kendi kendine döllenemeyen bir meyvedir. Bursalı üreticilerin geleneksel bilgilerinin de etkisi ile üretilen siyah incirler iri boyutlu, düzgün şekilli ve tatlıdır. Bursa’da yetiştirilen siyah incirler diğer bölgelerde

yetiştirilen siyah incirlerden daha iri ve daha koyu renklidir. Duyusal analiz sonuçlarına göre Bursa ilinde yetiştirilen siyah incirlerin duyusal kalitesi de diğer bölgelerde yetiştirilenlerden

daha üstündür.

Sıkı meyve yapısına ve kuvvetli aromaya sahip olan Bursa siyah inciri tatlı ve asidik bir tatta olmalıdır. Fiziksel özellikleriyle de koyu mor kabuğa, kırmızı meyve içine ve büyük bir boyuta sahiptir. Meyveler büyük ve kutuplardan yassılaşmış (oblate) şekildedir. Kabuk koyu mor olup, kolay soyulur. Çekirdekleri orta büyüklüktedir, meyve içi boşluğu ya yoktur ya da çok küçüktür.



Bir tatilden daha fazlası: Kuzey Kıbrıs


YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Yahudi yönetmenden Gazze’ye destek | Kültür Sanat Haberleri

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.